Meme hastalıklarında hekimlerin kullandığı en önemli araçlardan biri de takiptir. Bir hastayı veya bir lezyonu takip etmek, o kişiye tanı koymak veya tedavi etmek kadar önemli olabilmektedir. Tabiki bu takibin düzenli yapılması, uygun bir süre devam etmesi ve uygun yöntemler ile gerçekleştirilmesi yapılacak takip sonunda neye karar verileceğini de etkiler. Unutmayalım ki bir hastanın veya bir lezyonun takip edilmesi, sonuçta o hastalık hakkında nihai bir karara varma amacıyla yapılmaktadır.
Peki takiplerimizde lezyonlarımız gerçekten büyüyor mu? Kanser olmayan bir lezyon da büyür mü? Ya da kanser hastalığı olan bir hastada kitlelerin boyut artışı kesin olarak hastalığın ilerlediği anlamına mı gelir?
Memedeki kitle büyüyor mu?
Memede saptanan bir kitlenin büyüyüp büyümediği konusunda bazen bir şüphe oluşabilmektedir. Özellikle elle yapılan muayenelerde ele gelen bir sertliğin günler veya aylar içerisinde büyüyüp büyümediğini anlamak oldukça zordur. Kaldı ki meme dokusu hormonlara duyarlı bir doku olduğundan menstrüasyon periyodunda ayın değişik günlerinde hormonal değişimler nedeniyle elle hissettiğimiz bir meme yumrusunun hissiyatı farklılık gösterebilmektedir. Özellikle regl günlerine yaklaşan günlerde memede oluşan olağan ödem nedeniyle memede hissedilen kitlenin büyüklüğü farklılık gösterebilir. Bu nedenle elle muayene memedeki kitlelerin büyüklükleri ve büyümeleri hakkında güvenilir bir bilgi vermez, yanıltıcı olabilir.
Kitlelerin büyümesini en iyi gösteren yöntem
Elle muayene ile meme kitlelerinin büyüklükleri veya zaman içerisindeki büyümeleri yanıltıcı olabileceği için görüntüleme yöntemleri ile bu konuda daha objektif bilgi elde edilebilir. Ancak memede bir kitle saptandığında bunu takip etmek için hangi yöntemi kullandığımız önemlidir. Genel kural kitleyi en iyi gösteren yöntemle takip etmektir. Yani memedeki bir oluşum en iyi hangi görüntüleme yöntemi ile görülüyorsa o yöntemle takip etmek gerekmektedir.
Örneğin memede saptanan bir mikrokalsifikasyon alanı (kireçlenme alanı) ultrasonda görülemez iken mamografide görülebilir. Bu durumda bu alanı ultrasonografi ile değil mamografi ile takip etmek daha doğru olacaktır. Ancak memedeki kitlelerinin boyutlarının mamografi ile ölçülmesi yanıltıcı olabilmektedir.
Diğer taraftan genel anlamda konuşacak olursak bir meme kitlesini en iyi gösteren yöntemler arasında ultrasonografi ve MR tetkikini sayabiliriz. Bu iki yöntem de radyasyon içermeyen yöntemler olmaları nedeniyle takipte sık kullanımları sorun oluşturmaz ve güvenle kullanılabilirler.

Ancak ultrasonografi ile MR tetkiki arasında kitlelerin boyutlarının ölçümü konusunda bazı farklar vardır. Ultrasonografi daha subjektif ve ultrasonu yapan kişiye bağımlı bir yöntemdir. Ultrasonografiyi ülkemizde doktorlar yapmaktadır, bu nedenle boyut ölçümü hekim tarafından yapılmaktadır. MR tetkiki ise bir cihaz ile gerçekleştirilmekte, bu nedenle MR’da kitle boyutu daha objektif olarak ölçülebilmektedir. Günümüzde kitlelerin boyutlarının ölçülmesi için yapay zekadan da faydalanılabilmektedir, ancak pratik hayata yansımaları henüz yeterli seviyede değildir.
Ultrasonografi ile MR tetkiki karşılaştırıldığında ultrasonografi tetkikini MR’a göre daha pratiktir. MR tetkiki daha uzun sürmektedir. Kapalı alan fobisi olan kişilerde bir dezavantaj oluşturabilir. Ayrıca MR tetkikinin ilaçlı yapılması da takipte sürekli ilaç verilmesi nedeniyle ultrasonografiye bir dezavantaj yaratmaktadır. Bu nedenle günümüzde meme kitleleri genel anlamda ultrason ile takip edilirler. Ancak unutulmamalıdır ki her yöntemin kendine has avantajları mevcut olup bir lezyonun hangi yöntemle takip edileceğine radyoloji hekimleri karar vermelidir.
Kitlelerin büyüdüğünü nasıl anlarız?
Memede izlenen kitlelerin takipte büyüdüğünü ortaya koymak için geliştirilmiş standart takip süreleri ve standart boyut ölçüm kriterleri mevcuttur.
Bir kitlenin takip edilme kararı verildiğinde, hangi aralıklarla ne kadar uzun bir süre takip edileceği de belirlenmelidir. Kişiye özel riskler ve özel durumlar hariç bırakılırsa genel olarak takip aralıkları ve süreleri bellidir. Bu süre boyunca kitlelerin boyutlarındaki değişim kadar yapılarındaki değişiklikler de takip edilir. Bazı kitlelerin boyutlarında bariz bir değişiklik olmazken, yapısal değişiklik gösterebilirler. Örneğin boyutları çok fazla değişmez iken kenar yapıları tırtıklı hale gelebilir. Tüm bu değişimlerin takipte kayıt edilmesi ve takipte bir şüphe ortaya çıkar ise hasta biyopsiye yönlendirilmelidir. Uzun süreli takipte iyi huylu olduğuna kanaat getirilen kitleler ise takipten çıkartılabilirler.
Boyut ölçümü konusunda da yine objektif kriterler kullanmak gerekmektedir. Kitlelerin boyutları her tetkikte kaydedilerek zaman içerisindeki büyüme oranlarına bakılmaktadır. Takipte ortaya çıkan her büyüme anlamlı olmayacağı gibi her küçülme de bir anlam ifade etmeyebilir. Bu nedenle tek bir takip incelemesinden ziyade uzun süreli takip daha doğru sonuç verecektir.
Ölçümlerin bir sonraki kontrol için saklanması, görüntülerin arşivlenmesi önemlidir. Şart olmasa da takiplerin mümkünse hep aynı merkezde ve meme takibi konusunda deneyimli bir hekim tarafından yapılması görüntülere ve ölçümlere ulaşım kolaylığı sağlayabilmektedir.
Her büyüyen kitle kanser midir?
Memede büyüyen her kitle kanser değildir. İyi huylu meme kitlelerinin de takipte büyüyebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle büyüyen her kitle için kanser kaygısı taşımak doğru olmaz. Büyüyen lezyonun boyutuyla beraber yapısal/şekilsel özellikleri de önemlidir. Bu nedenle bir kitlenin büyüme dışındaki diğer özellikleri de bir arada değerlendirilerek radyologlar tarafından yazılan raporlarla takip veya biyopsi kararı alınabilir.
Tam tersi olarak kötü huylu kitlelerin de hızlı büyüyeceği düşüncesi doğru değildir. Yavaş büyüyen meme kanserleri de mevcuttur. Bu nedenle bir kitlenin sadece büyüme grafiğine bakarak karar vermek doğru olmaz. Çok yavaş büyüyen meme kanseri tiplerinin tanınması bu açıdan önemlidir.
İyi huylu olduğu düşünülen bir kitle neden takip edilir
Her ne kadar iyi huylu olduğu düşünülse de bir meme kitlesini birkaç açıdan takip etmek gerekebilmektedir.
İyi huylu kitleler her ne kadar kanser olmasalar da bazen meme içerisinde çok hızlı büyüyerek ağrı yapabilir, süt kanallarına baskı oluşturabilir veya kozmetik sorunlara yol açabilirler. Bu açıdan bir kitlenin zaman içerisindeki büyüme grafiğine bakmak önlem almamızı sağlayabilir.
Ayrıca memede iyi huylu gibi görünen, iyi huylu kitleleri taklit eden ancak kötü huylu olan kitleler mevcuttur. Bu durumun akılda tutulması ve bir şüphe varsa yanılgıya düşmeme adına kitlenin bu açıdan takipte olması gerekmektedir.
Özellikle yeni ortaya çıkan veya boyutu henüz küçük olan kitlelerde iyi huylu veya kötü huylu ayrımı yapılamayabilir. Bu lezyonlar ilk başta iyi huylu izlenimi verse de takipte görüntüleme bulgularında değişiklikler izlenebilmektedir. Bu nedenle küçük ancak iyi huylu gibi görünen lezyonlara şüphe ile yaklaşılmalı ve uygun aralıklarla takip edilmelidir.
30.09.2025





