- Biyopsi Çeşitleri Nelerdir?
Biyopsi, dokulardaki değişiklikleri anlama ve kesin tanı koyma amaçlı yapılan dokudan örnek parça alma işlemine verilen isimdir. Ancak biyopsi işlemi teknik olarak bir çok farklı şekilde yapılabilir. Şimdi gelin biyopsi alma yöntemlerine bir göz atalım.
Biyopsi Çeşitleri Nelerdir?
Biyopsiler, alınan dokuya, biyopsi alınacak organa ve biyopside kullanılacak malzeme seçimine göre değişik şekillerde yapılır ve adlandırılırlar. Hangi yöntem ile biyopsi yapılacağı biyopsi konusunda tecrübeli bir hekim tarafından belirlenmelidir. Doğru biyopsi yönteminin seçilmemesi hatalı sonuçlara sebebiyet verebilmektedir.
Şimdi biyopsi metodlarına ve hangi alanlarda kullanıldığına göz atalım
İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB)
Çok ince iğneler kullanılarak yapılan bir biyopsi şeklidir. Bu biyopside kullanılan iğnelerin ince olması nedeniyle, parça alınacak dokudan sadece mikron büyüklüğündeki hücreler toplanır. Büyük bir doku parçası alınamaz. Bu nedenle dokuların içerisindeki hücreler tek tek incelenerek tanı konmaya çalışılır. Bir doku alma değil, hücre toplama işlemi olduğundan, alınan dokulara patoloji bölümünce yapılacak sitolojik inceleme ile tanı konur. Günümüzde tiroid biyopsisi ince iğne biyopsisi yapılan organların başında gelir. Bunun dışında lenf bezi ve meme gibi birçok organda kullanılsa da bu biyopsi yöntemi artık yerini artık başka bir yöntem olan trucut biyopsiye bırakmıştır.
İnce iğne aspirasyon biyopsisinin öne çıkan özellikleri
İnce iğne biyopsisinin en önemli özelliği pratik bir biyopsi şekli olmasıdır. Hücrelerin tek tek incelenmesini sağlar. Tiroid bezi gibi organlarda bu inceleme olmazsa olmazdır. Çok az miktarda yapılacak bir lokal anestezi ile tamamen ağrısız olarak gerçekleştirilebilir. Çok ince iğneler kullanıldığından ciltte dikiş, kesi, iz olmaz. Ucuz bir yöntemdir, sağlık sistemi üzerine maliyeti düşüktür. Kanama, enfeksiyon vs gibi komplikasyon oranları sıfıra yakın derecede düşüktür.
İnce iğne aspirasyon biyopsisinin eksik yönleri
Bu biyopsi şeklinde hücreler tek tek toplandığı için tanı konması gereken doku bütünüyle incelenemez. Hücrelerin birbiriyle ilişkisi net olarak aydınlatılamaz. Çok az miktarda hücre alınabildiği için tanı koymada yetersizlikler olabilir. İmmünhistokimya veya NGS gibi ileri patolojik ve genetik çalışmalar yapılamayabilir. Tanı yetersizliği olduğunda yeniden biyopsinin tekrar edilmesi gerekebilir.
Trucut biyopsi (kalın iğne biyopsisi, Kor biyopsi)
Tru-cut (trukat) biyopsi, kalın iğne biyopsisi veya kor biyopsi olarak da adlandırılır. Bu biyopsi şeklinde ince iğne aspirasyon biyopsisinden bir miktar daha kalın iğneler kullanılır. Ancak burada kalın iğne kullanılması, işlemin ağrılı olabileceği gibi bir yanlış algı oluşturmaktadır. Halbuki tüm iğne biyopsileri, ister ince iğne, ister kalın iğne olsun, lokal anestezi ile ağrısız olarak gerçekleştirilmektedir.
Kalın iğne biyopsilerinde amaç dokudan küçük parçalar koparmaktır. Dokudan alınan bu küçük parçalar genellikle 2 cm uzunluğunda, 2-3 mm kalınlığında, solucan şeklinde silindirik parçalardır. İnce iğne biyopsilerinde dokudan küçük küçük hücreler toplanırken, trucut biyopside binlerce hücreden oluşan bir doku parçacığı alınır.
Trucut (kor) biyopside çok daha fazla hücreyi barındıran bir doku parçası alındığı için patoloji laboratuarına incelenmek üzere daha fazla ve daha yeterli bir materyal gönderilmiş olur. Bu da hem tanı koymayı kolaylaştırır, hem de daha doğru tanı konulabilmesini sağlar.
Trucut biyopside yarı otomatik veya tam otomatik olmak üzere iki farklı biyopsi aleti (biyopsi tabancası) kullanılabilir. Bunların birbirlerine üstünlükleri yoktur, ancak değişik organ biyopsilerinde değişik cihazlar kullanılabilir. Örneğin kritik damarlara veya sinirlere komşu alanlarda daha kontrollü bir biyopsi için otomatik biyopsi cihazları yerine yarı otomatik tabancalar seçilebilmektedir.
Trucut biyopsinin avantajları
Trucut biyopside ince iğne biyopsilerine göre daha fazla miktarda doku alındığı için doğru tanı konma ihtimali yüksek, yetersiz parça alınma ihtimali daha düşüktür. Alınan parçalardan genetik analiz yapılabilir (NGS, yeni nesil dizileme). Dokulardan immünhistokimyasal değerlendirme (boyama) yapılabilir. Bu nedenle kanserin alt tiplendirmesi daha kolay yapılır. Ayrıca yine bu boyalarla tanı kesinleştirilir. Trucut (kor) biyopside alınan dokular parafin bloklarda saklanabilir, ileriki yıllarda yeniden kullanılabilir. Son yıllarda tüm dünyada standart tanı yöntemi kor biyopsidir (trucut biyopsi)
Açık biyopsilerle kıyaslandığında çok daha hızlı bir biyopsidir, 5-10 dakika içerisinde tamamlanır. Çok küçük bir iğne deliğinden girilerek yapılır, bu nedenle iz kalmaz, dikiş atılmaz, pansuman gerekmez. Ağrısız bir biyopsidir. Lokal anestezi ile yapılır, narkoz gerekmez. Hastalar 1-2 saat içerisinde, çoğu durumda hemen taburcu edilebilir.
Trucut biyopsinin negatif yanları
Damar ve sinire komşu alanlarda biyopsi yapılması gerekirse tam otomatik yerine yarı otomatik iğneler veya ince iğne biyopsisi kullanılması gerekebilir. (Ancak tam ve yarı otomatik biyopsi iğneleriyle yapılan biyopsilerin sonuçları aynıdır) İnce iğne biyopsilerine göre maliyeti daha yüksektir.
Vakum biyopsi
Vakum biyopsisi sadece memede kullanılan özel bir biyopsi türüdür. Diğer organlarda kullanılmaz. Adından da anlaşılacağı gibi bu biyopsi cihazının alınan dokuları vakumlayarak toplayacağı bir haznesi vardır. Ancak memeye bir vakum uygulanmaz. Memeden parça alınacak aparat aynı diğer iğne biyopsilerindeki gibi bir biyopsi iğnesinden ibarettir. Diğer iğne biyopsilerine göre daha karmaşık bir teknik donanımı mevcuttur. Memeden alınan parçalar bir iğne yardımıyla alınsa da alınan dokuların vücut dışında vakumlanarak biriktirildiği ayrı bir cihazı bulunur.
Vakum biyopsileri memede genellikle ince iğne biyopsisi veya trucut biyopsi (kor biyopsi) yapılmayan bazı özel durumlarda gerçekleştirilir.
- Memeden kireçlenme, mikrokalsifikasyon bulunan olan özel durumlarda
- BIRADS 3 lezyonlarda, papillomlarda
- Daha geniş bir alandan biyopsi yapılması gereken durumlarda
- Heterojen görünümlü alanlardan biyopsi yapılması gerektiğinde
- Görüntüleme ile daha önce yapılan patolojinin çeliştiği durumlarda
- Lobüler meme kanseri şüphesinde (infiltratif patern ve sınırların düzensiz belirsiz olması nedeniyle)
- Fibrokistik değişiklikler ile DCIS’in ayırt edilemediği durumlarda
- İnce iğne veya trucut (core) biyopsi ile tanı konulamayan durumlarda
- Her ne kadar kötü huylu olmasa da tamamının ameliyatsız olarak çıkartılması istenen fibroadenomlarda vb gibi.
Vakum biyopsisinin özellikleri
Vakum biyopsisi küçük bir iğne deliğinden daha fazla parça almayı sağlar, bu nedenle arada kalınan vakalarda tanı koydurucu özelliği daha üstündür. Daha fazla miktarda doku alındığı için genetik çalışmalar veya immün boyamalar gibi testlere uygundur. Biyopsi yapılan tümörün çevresinde gözle görünmeyen uydu lezyonlar var ise (satellit lezyonlar), bu lezyonların da örneklenmesini sağlar. İnce iğne biyopsisi veya kor biyopsi ile netleşmeyen durumlarda tanının netleşmesini sağlar.
Vakum biyopsisinin negatif yönleri
Daha fazla parça alındığı için vakum biyopsisinde işlem yerinde şişme, morarma, kanama olma ihtimali diğer iğne biyopsilerine göre daha yüksektir. Bu nedenle işlemden sonra memeye sıkı bandaj uygulamadı yapılır. İşlem alanına soğuk uygulaması yapılır. Maliyet, diğer iğne biyopsilerinden daha yüksektir.
Cerrahi biyopsiler
Ameliyat ile yapılan biyopsilerdir. Bu nedenle ameliyathane ortamında yapılırlar. Girişimsel radyologlarca değil, genel cerrahi bölümünce yapılan cerrahi biyopsilerdir. Bu nedenle iğne biyopsisi olmadığından burada detaylandırılmayacaktır. Ancak genel olarak ikiye ayrılırlar; eksizyonel veya insizyonel biyopsiler. İnsizyonel biyopsilerde kitlenin bir kısmından numune alınırken, eksizyonel biyopsilerde kitle çıkartılır. Ancak eksizyonel biyopsiler kanser cerrahisi gibi değil sadece tanı koyma amacıyla yapılan biyopsilerdir.
09.08.2025





